İnsan en çok kendine yasakladığı duygularla savaşır

“En Uzun Yollar Tek Adımla Başlar” raflardaki yerini aldı. Uzun yıllar bu alanda uzmanlık yaptınız. Kitap fikrinizden başlayalım mı? Sizin yolculuğunuz nasıl başladı?

Nasıl?

Farkındalığın Far’andalığa dönüşüm yolculuğu oldu aynı zamanda sanırım?

Bir motivasyon kitabı, insanın kendisine dönmesi… Kullandığınız dil de okuru çok çabuk yakalıyor. Bu kitapla siz nelerle karşı karşıya kaldınız?

Kitap didaktik dilden çok uzak, Prof. Bilge Uzun diye baktığımızda akademik bir dil bekliyoruz ama herkesin anlayacağı, okuduğunda kendinden bir şeyler bulacağı bir eser olmuş. Bu bir tercih miydi?

Kitaptaki hikâyelere dönmek isterim. Her bölüm için çarpıcı hikâyeler var. Kurgu mu gerçek mi?

Okuyuculardan gelen dönüşler, havalimanında karşılaşma hikâyesine ilişkin. O kimdi diyen de var, hala görüşüyor musunuz diyen de, hatta bu hikâyenin bir devamı olmalı diyen de…

Biraz genel sorularla devam edelim, Bilinçli Farkındalık kavramı oldukça yaygınlaştı. Nedir bilinçli farkındalık?

Toplumsal olarak, hatta kültürel olarak bu tarz kavramlara uzak olduğumuzu düşünüyorum ama artık içimizde ve yaygınlaştı. Toplum olarak beklentimiz ne?

Mesela dizilere vs. bakıyorum mutlaka bir psikolog, terapist görmeye başladık…

Sanırım yüzleşemiyoruz ne dersiniz? İnsanın kendi içine bakması neden bu kadar zor? Kaçtığımız şey ne?

Tepkiniz ne olurdu? Her insanın başına gelir miydi bu tür şeyler? Bir düşünün, onu telkin etmek için söyleyecekleriniz neler olurdu?