hıza YETİŞEN, hızla YETİŞTİREN ebeveyn
Dün ilk adımlarını sayarken bugün okula başladı ÇOCUK, yarın sınavlara girecek ve sonra bir bakmışız ki yetişkin olmuş ÇOCUK.
Zaman hızla akıp giderken biz arkasından bakıyoruz… Zaman gibi, hızla büyüyen çocuğumuzun da hızına yetişmeye çalışıyoruz.
Düşünsenize,
Doğduğunda size dünyaları verdi ÇOCUK….
İlk adımı attığı zaman, sevinçten uçtunuz…
İlk ‘Anne’ veya ‘Baba’ dediğinde ne yapacağınızı şaşırdınız…
Oysa büyüdükçe problem yaşamaya başladınız…
Size de büyükleriniz ‘sorunlar da çocukla beraber büyür’ dediler mi hiç?
Bebekken kucağınızdan inecek kadar büyümesini hayal ettiniz, büyüdü ve ayaklandı… Bu sefer arkasından koşmaya başladınız.. ‘Aman düştü mü, kafasını çarpacak mı?’
Hayalinizi ‘kreşe başlaması, sosyalleşmesi’ süsledi. Büyüdü ve evin en yakınındaki ana okuluna başlattınız. Her gün onu kreşe bırakırken yüreğiniz onunla o okulda kaldı. Gün içinde defalarca arayıp ‘bugün nasıldı? Alışabildi mi? sorularınıza cevap bulmaya çalıştınız. Okuldan telefonlar gelmeye başladı mı? ‘Yemek yemiyor, bugün uyumadı’…
‘Büyüse de artık okullu olsa’ diye hayal ederken siz, bir baktınız ki ‘okullu’ olmuş ÇOCUK. Ama bitti mi? ‘Hayır’ Okumayı öğrendi mi? Çarpım tablosu ne alemde? Arkadaşları ile iletişimi nasıl? Bugün arkadaşlarıyla sorun mu yaşamış’
Zaman geçiyor ve büyüyordu ÇOCUK. Sonra sınavlar başladı elbette. Ülke şartlarının ‘olmazsa olmazı’… ‘Son sınavından düşük almış’ ‘Etüte alalım’ ‘Dikkatini toparlayamıyor’ derken sınavlar, dersler, yine sınavlar, veli toplantıları, yıl sonu müsamereleri’…
Sonra?
Ulusal sınavlar…
Beraberinde gelen stres, kaygı, belki öz güven sorunları…
Sonra?
ER-GEN-LİK!
Bedeninde fırtınalar kopuyorken ÇOCUK, hayatının kararını vermeli: kariyer seçimi!
Oysa zihni ve bedeni başka başka şeyler söylüyor. Hormonları ‘duran gemiye bile AŞIK OL!’ uyarısı verirken beyni ‘sosyalleş, eğlen’ diyor. Ebeveynleri ise ‘DERS ÇALIŞ! DERS ÇALIŞ!’
Sonra üniversite!
Aşık mı oldu ÇOCUK?
Arkadaşları kimler?
Nerede kalıyor? Ne yedi ne içti ÇOCUK? Parası mı bitti? Üzüldü mü? Ağladı mı? Sınavından başarısız mı oldu?
Bitti mi?
Tabii ki HAYIR!
Üniversite biter…
Ya sonra?
Yüksek lisans mı? İş hayatı mı? Yoksa ikisi birden mi?
Peki sonra?
Eş seçimi!
‘Ayyy seçtiği kızı da hiç beğenmedim’ diyen anneler, ‘kızı başı boş bırakırsan ya davulcuya gider ya zurnacıya tabii’ diyen babalar…
Ebeveynlik bu demek sanırım. Ebeveynlik bir ömür çocuğunla, yanında olmasa da ÇOCUKla ‘bir’ olmak demek…
Ebeveyn demek, ‘yetiştiren’ demek…
Ebeveyn ‘zamanın hızıyla ÇOCUĞUN hızına yetişmek’ demek…
Ebeveynlik aslında bitmeyen sorumluluk duygusu demek…