Korona Günlükleri

Evimi bir güzel temizledim bugün..

Dünyevi evimi temizlerken ruhani evim de temizleniyordu sanki..

Bir güzel süpürdüm önce… geçmişimi süpürüyordum sanki, bana kattıklarını saklı tutup ötesini geçmişte bırakırcasına. Sonra serin sularla sildim, miss.

Odaları arasında dolandım evimin, öte yandan bedenimin.

Baktım dağılan kırılan var mı diye.

Her bir odayı açıp havalandırdım sonra.

Onca zamandır yapmadığım her şeyi bir bir sıraladım ardından.

Okumak istediğim kitaba başladım mesela.

Kuytu sokaklarında dolandım, çok sevdiğim yazarın sevdiğim romanın.

Güzel bir salata hazırladım sonra.

Onca zamandır tadını bile unuttuğum ne varsa kattım içine. Kokusunu çektim içime nanenin, rokanın, misss.

Onca zaman izlemeye fırsat bulamadığım bir film açtım sonra.

Epeydir aklımdaydı da, kendimle nasıl kalamadığımı anlattı bana.

Kah ağladım kah güldüm filmdeki karakterlerle. Bazen zavallı bir çocuk oluyordu içimdeki ben, bazen ise güçlü bir kahraman. Kendi hayatımın senaryosunu yazıyordum izlerken, yeniden… Baş rolde, tabii ki ‘ben’ yargısız, koşulsuz, olduğu gibi yani…

Ayna karşısına geçip kendime baktım uzun uzun. Telaşsız… Dakikalar bana aitti sanki… Kendimi sevdim aynada, burnumla kulaklarınla konuştum…

Saçlarımı taradım özenle…

Ellerimin unuttuğu dokunuşları fark ettim, tutamların arasında gezerken parmaklarım… ne çok ihmal etmiştim meğerse, kendimle kalmayı, içimdeki ben’e dönmeyi…

Sonra egzersiz yaptım umarsızca. Dimdik durdum hayata karşı. Beden duruşum, hayata karşı duruşumun temsiliydi, öyle ya! Hayata karşı durdum sonra. Tıpkı, ‘hayat seni her şeyimle göğüslemeye hazırım’ dercesine. Umut doldu içim. Yaşam sevinci aktı damla damla içime. Esnettim sonra bedenimi, hayatımı da tabii, olanı biteni esnetircesine.

Bedenimin her bir hareketini fark etti zihnim… dakikalarca… Hayata karşı duruşumdu bu…

Akşam olmuştu bile. Ben kendimle ve bedenimleydim, evimde, kendi evimde, bedenimde yani…

Sahi siz ne yaptınız?

Nasıl geçti bir karantina gününüz?